Dr. Ovacık Ata'nın çağdaş kadınları adına Avrupa'ya lider oldu
İlk Türk Kadın Başkan: Görevi Atatürk'ü anarak aldım
Avrupa Üniversiteli Kadınlar Derneği'nde (UWE) 39 delegenin oybirliğiyle başkan seçilen Türk akademisyen Dr. Başak Ovacık, Napoli'de geçen seçim sürecinden gelecek dönem hedeflerine; Türkiye'nin uluslararası görünürlüğünden genç kadınlara verdiği mesaja kadar birçok konuda gazetemize konuştu.
Özel Haber-Mürvet KUBAY
Dr. Başak Ovacık'ın uluslararası bir derneğin başına uzanan yolculuğu aslında çok daha erken başladı. Sivil topluma duyduğu farkındalık, sorumluluk ve aidiyet duygusunu, yıllarca Antalya'da şubesi kurucu üyelerinden olan annesi Ayşegül Yılmaz'dan devraldı. Küçük yaşlardan itibaren STK toplantılarının, dayanışma kültürünün ve kadın direncinin içinde büyüyen Ovacık, 'Annemden öğrendiğim bilinci hem mesleğime hem kızıma taşıdım' diyerek bugün ulaştığı noktayı bir aile mirası olarak görüyor.
Bu güçlü mirasın üzerine kendi akademik birikimini de ekleyen Dr. Ovacık, Avrupa Üniversiteli Kadınlar Derneği'nin 2025-2028 dönemi başkanlığına seçilerek tarihe geçti. UWE'nin 22 ülkeyi kapsayan geniş yapısında ilk kez bir Türk kadın, üstelik oybirliğiyle, başkanlık görevine geldi.

Atatürk'ü anarak aldım
Başkanlık seçimi Ovacık için yalnızca kişisel bir başarı değildi. 'İlk Türk başkan oldum. Bu görevi Atatürk'ü anarak aldım. Çünkü temsil ettiğim şey sadece kendim değilim; ülkemin çağdaş kadınları' sözleriyle duygularını ifade etti.
Napoli'de gerçekleşen seçimde 14 ülkeden 39 delegenin tamamının oyunu aldı. Türkiye'nin UWE içindeki bilinirliği, Ovacık'ın daha önce Dünya Federasyonu'ndaki başkan yardımcılığı görevleriyle güçlenmişti.
UWE, her yıl genel kurulda yöneticilerini belirliyor. Bu yıl toplantıya 14 ülke katıldı. Ovacık, '39 delegenin 39'unun oyunu aldım. Bu, akademik ve sivil toplum tecrübemin somut bir güvene dönüştüğünü gösteriyor. Bu bir Türkiye başarısıdır' dedi. Üye sayısının ülkelere göre delegasyon belirlediğini hatırlatan Ovacık, Türkiye'nin 510 üyeyle dört delegeye sahip olduğunu söyledi.
Gençler, dijital dönüşüm ve kapsayıcılık
Ovacık'ın projeleri yalnızca yönetimsel çalışmalarla sınırlı değil. Başkan olarak önceliklerinden biri genç üyelerin güçlendirilmesi. 'Dernekler genç üyelerle büyür. 40 yaş altını 'genç üye' olarak tanımlıyoruz. Avrupa'daki tüm gençleri bir WhatsApp ağında buluşturmak ve onları geleceğin yöneticileri olarak yetiştirmek istiyorum' diye konuştu.
Aynı zamanda yapay zeka alanında çalışan bir akademisyen olan Ovacık, UWE'yi dijital dönüşüme hazırlamak istiyor: 'Yapay zeka ve toplumsal cinsiyet üzerine bir makalem yayınlandı. Derneği dijital çağa entegre etmek istiyorum. Bu süreci kaçırırsak geride kalırız.'
Ovacık'ın diğer önceliği örgütün kapsayıcılığını artırmak. Henüz üye olmayan Bulgaristan ve Azerbaycan gibi ülkeleri UWE'ye kazandırmak için çalışacağını belirterek, 'Örgüt büyüdükçe sesimiz de güçleniyor' dedi.

İlk proje 25 Kasım'da
Yeni dönemin ilk somut adımı ise çok yakın. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü için Finlandiya, İspanya ve Türkiye'den üç konuşmacının yer aldığı uluslararası bir webinar hazırlıyor. '25 Kasım-10 Aralık arasındaki Turuncu Günler sürecinde farkındalık çalışmalarını artıracağız' diye konuştu.
Ayrıca kurucu başkanı olduğu TÜKD İstanbul Şubesi'nin burs mekanizmasına dikkat çekerek, 'Üniversiteye başlayan genç kadınlara yalnızca maddi destek vermiyoruz. Boğaz turlarından tiyatroya, mentorluktan staja kadar dört yıl boyunca yanlarında oluyoruz. Mezun olduklarında da üyemiz oluyorlar' dedi. TÜKD'nin bugün 30 şubesi bulunuyor; en yenisi Hatay.
Türkiye'yi yakından takip ediyorlar
Türkiye'nin UWE içindeki konumu güçlü. Ovacık, Avrupa'daki kadın örgütlerinin Türkiye'ye bakışını şöyle özetledi: '2013'te İstanbul'da dünya konferansına, 2023'te ise Avrupa toplantısına İzmir'de ev sahipliği yaptık. Bizi tanıyorlar, takip ediyorlar. İstanbul Sözleşmesi'nin önemini biliyorlar ve yeniden imzalanması için kendi hükümetlerinde lobi yapanlar var.'
Genç kadınlara mesaj
Uluslararası alanda söz sahibi olmak isteyen genç kadınlara çağrısı net: 'Networklerini geliştirsinler, yabancı arkadaşlar edinsinler. Atatürk'ün Türkiye'sinin gerçek hikâyesini anlatsınlar. Türkiye'nin 1934'te seçme-seçilme hakkını Fransa ve İsviçre'den önce verdiğini bilmek onları çok etkiliyor. Bizim genç üyeler grubumuz var. Onları bu pozisyonlara hazırlamak istiyorum. Benden sonra gelecek Türk kadınlarına güçlü bir yol açmak benim görevim.'