TÜRKİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU (TÜKD) GENEL BAŞKANI UYARDI:
TÜKD Genel Başkanı Meral Güler, ekonomik sıkıntılar nedeniyle üniversite eğitiminden kopuşun kritik düzeye ulaştığını ve en büyük bedeli kız öğrencilerin ödediğini açıkladı.
Özel Haber-Mürvet KUBAY
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TÜKD) Genel Başkanı Meral Güler, gazetemize yaptığı çarpıcı açıklamalarda Türkiye'deki üniversite öğrencilerinin yaşadığı ekonomik kriz, geleceksizlik kaygısı ve istihdam sorunlarını tüm yönleriyle değerlendirdi. Güler'e göre tablo her geçen gün daha da ağırlaşıyor ve eğitim hakkı özellikle dar gelirli ailelerin çocukları için neredeyse erişilmez bir hale geliyor.

'Bu tablo, ülkemizde üniversite öğreniminin giderek yenilenemez ve sürdürülemez hale geldiğini göstermektedir' diyen Güler, barınma ve beslenme sorunlarının öğrencilerin eğitim motivasyonunu kırdığını ve onları hayatta kalma mücadelesine ittiğini vurguladı.
'Taşınmaz bir yük'
Güler, Türkiye'de başka bir şehirde üniversite okumanın alt ve orta gelir düzeyindeki aileler için 'taşınamaz bir yük' haline geldiğini belirterek şunları söyledi: 'Barınma ve beslenme sorunu artık en temel engel. Öğrenciler eğitim giderlerini düşünmeden önce nasıl barınacaklarını, nasıl besleneceklerini çözmeye çalışıyor. Pek çok öğrenci en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumda.'
TÜİK ve OECD verilerinin durumun vahametini ortaya koyduğunu belirten Güler, öğrencilerin büyük bölümünün barınma, ulaşım ve yemek masraflarını karşılayabilmek için yarı zamanlı işlerde çalıştığını aktardı. Ancak bu çalışma zorunluluğu, öğrencileri derslerinden koparıyor ve mezuniyet oranlarını düşürüyor.
Güler, öğrencilerin üniversite kaydı silme veya dondurma nedenleri arasında gelecek kaygısının başı çektiğini belirterek, 'Mezun olduklarında eğitimlerinin karşılığı bir iş bulamayan gençler, KPSS gibi sınavlarda başarı gösterseler bile mülakatlarda eleniyor. Böylece milyonlara varan diplomalı ama istihdama katılamayan bir atıl kitle oluşuyor. 'Mezun olacağım da ne olacak?' düşüncesi üniversitelerde çok yaygın' dedi.

Bu durumun gençlerde hem umutsuzluk, hem de göç etme eğilimini artırdığına dikkat çeken Güler, gençlerin geleceğini başka ülkelerde aramaya yönlendirildiğini ifade etti.
Güler'e göre bugün dar ve orta gelirli aileler için çocuklarını başka bir şehirde okutmak büyük bir ekonomik yük haline geldi. KYK yurtlarının kapasite yetersizliği nedeniyle birçok öğrencinin açıkta kaldığını belirten Güler, 'Yeterli KYK yurdu olmadığı için gençler yüksek ev kiralarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle birçok öğrenci kayıt yaptıramıyor ya da 'giderlerimi karşılayamam' korkusuyla başka şehre gidemiyor' diye konuştu.
Güler, barınma sorununun çözülmesi için KYK yurtlarının ve gençlik merkezlerinin hızla artırılması gerektiğini vurguladı.

'Ücretsiz yemek sorunu'
TÜKD Genel Başkanı, öğrencilerin temel beslenme ihtiyaçlarının da devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyledi. Güler şöyle devam etti:
'Üniversitelerde en az bir öğün ücretsiz ya da çok düşük ücretli yemek sunulmalıdır. KYK yurtlarında kalan öğrencilerin de kaliteli ve uygun fiyatlı gıdaya erişimi sağlanmalıdır.'
'Kadın öğrenciler en büyük kaybeden'
Meral Güler'in en kritik uyarılarından biri ise kadın öğrencilerin yaşadığı dezavantajın derinleşmesi oldu. Güler, 'Tüm bu olumsuz tablodan kadın öğrenciler daha çok etkilenmektedir. Ekonomik yetersizlik olduğunda eğitimden ilk vazgeçilen kız çocuğu olmaktadır'' dedi. Kadınların özellikle erkek egemen alanlarda mühendislik, bilişim, inşaat, savunma sanayii gibi sektörlerde zaten düşük olan temsiliyetinin daha da gerilediğini belirten Güler, bu durumu 'toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yeniden üretilmesi' olarak tanımladı.
Le Monde'un raporu: Beklemede olmanın tükenmişliği
Güler, Fransa'nın saygın gazetesi Le Monde'da yer alan endişe verici değerlendirmeye de dikkat çekti. Haberde, Türkiye'de 18-24 yaş grubundaki gençlerin üçte birinin 'NEET', yani ne eğitimde ne de istihdamda olduğunun altı çiziliyor. Bu gençlerin ruh halinin ise 'beklemede olmanın tükenmişliği' olarak tanımlandığını aktaran Güler, bu durumun gençleri hem psikolojik hem ekonomik olarak yıprattığını ifade etti.