Tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer, partisinin Esenyurt'ta düzenlediği mitinge mesaj gönderdi.
Ahmet Özer'in mitinge gönderdiği mesajı kızı Seraf Özer okudu.
Özer, mesajında şu ifadelere yer verdi:
'Değerli halkımız, hepinizi en içten duygularımla Silivri Zindanı'ndan selamlıyorum. Kardeşlerim, karanlıklar korkakların sığınağıdır. Hükmü, cesurların ortaya çıkıp ışığı yakana kadardır. Siz bugün bu meydanda bu ışığı yaktınız. Zira özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bir insanın en onurlu mücadelesi olduğunu biliyorsunuz. Selam olsun özgürlük için mücadele edenlere, selam olsun insanlık onurunu yüceltenlere. Değerli kardeşlerim, 2024 Ekim ayında Esenyurt'ta başlayan operasyonun üzerinden tam bir yıl geçti. Bizim seçimi kazanmamızı içine sindiremeyenler, Kürt seçmenle Cumhuriyet Halk Partisi arasında bir köprü kurmamızdan korkanlar; Esenyurt'ta yıllara sığacak hizmetleri kısa sürede gerçekleştirerek halkın gönlüne girmemizi ve bir Kürt'ün gelip İstanbul'da Türkiye'nin en büyük ilçesini yönetmesini hazmedemeyenler harekete geçtiler.
Hukuku sopa gibi kullanarak, içi boş ve düzmece bir dosya ile beni gözaltına alıp jet hızıyla tutukladılar. Yerime kayyum atadılar, halkın iradesini gasp ettiler. Ama bilmedikleri bir şey var: Biz asla baş eğmeyiz. Biz bu yolu başımız dik, direncimiz yüksek bir biçimde yürüyoruz. Zira bizi zindana tıkanlar bedenlerimizi hapsedebilir; fakat biz irademizle, adalet ve özgürlük için akıl, sabır ve dirayetle halkımıza olan sorumluluğumuzun bilinciyle 12 metrekarelik bir hücrede direniyoruz. Kıymetli Esenyurtlu kardeşlerim, kayyum davasına karşı açtığımız davada mahkeme bizi haklı bularak dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi. Bundan çıkacak sonuç yalnızca Esenyurt için değil, tüm Türkiye için örnek ve emsal olacaktır. Dostlarım, bu baskı ve zulüm günlerinde asla korkmadım, sinmedim, geri çekilmedim. Haksızlıkların ve hukuksuzlukların üstüne cesaretle gittim. Cesaretimiz, haklılığımızdan geliyor.
İşte bu noktada, cesur ve kararlı duruşuyla Genel Başkanımız Özgür Özel, İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik bize umut oldu. Yol arkadaşı olmaktan onur duyduğum Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere bizler, mahkeme salonlarını bu hukuksuzlukların teşhir edildiği, insan onurunun korunduğu platformlara çevirdik. Her şey daha özgür bir gelecek için, kardeşlerim. Mücadelemizi ve direnişimizi sadece kendimiz için değil, bizi seçen yüzbinlerin yani sizlerin, Esenyurt halkının hakkını ve hukukunu korumak için veriyoruz. Bu mücadeleyi insanların insanlık onuruna yakışır şekilde yaşaması için veriyoruz. Eşitlik, adalet ve özgürlük dolu bir dünya için mücadelemiz sürecek.
Bu çerçevede barış sürecini de yürekten destekliyor, başarısı için üstümüze düşen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Ayrıca bu süreçte verdikleri destek ve üstlendikleri rol nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e ve DEM Parti Eş Genel Başkanları Sayın Tuncer Bakırhan ile Sayın Tülay Hatimoğlu başta olmak üzere emeği geçen bütün parti temsilcilerine teşekkürlerimi iletiyorum.
Değerli dostlar, bir yıldır içerideyim. Bu süre içinde Silivri Zindanı'nda dört duvar arasında, 12 metrekarelik bir hücrede hep dik durdum, eğilmedim. Çünkü haklı olduğumu ve siyasi hesaplarla burada tutulduğumu çok iyi biliyorum. Sizlerin bana verdiği değerli emaneti asla yere düşürmedim. Mahkemelerde savunmalarımı Esenyurt halkı adına da yaptım. Beni bu göreve layık gören sizleri asla mahcup etmedim. Her zaman gururla, başım dik, alnım açık yürüdüm ve yürümeye devam ediyorum.
En büyük üzüntüm; Esenyurt için gece gündüz demeden son sürat çalışırken -ki bunun en yakın şahidi Esenyurt halkıdır- bir anda önümüzü kesip bize hizmet yapmaktan alıkoymalarıdır. Nice acılar vardır ki, insanı öldürmez, güçlendirir. Ben de buradan daha güçlenerek ve daha da donanarak çıkacağıma inanıyorum. Burada yattığım her gün Esenyurt'u düşündüm, Esenyurt'u takip ettim. Esenyurt için yeni projeler geliştirdim. Yeni hedefler, yeni projeler ve yenilenmiş kadrolarla yola daha motive bir biçimde devam edeceğimiz günler yakındır. İnanıyorum ki Esenyurt halkı da bizi bekliyor.
Sözlerimi şöyle sonlandırmak istiyorum: Kıymetli kardeşlerim, demokrasi ve özgürlük mücadelesi bir insanın en onurlu mücadelesidir. Böyle dönemlerde ağır bedelleri oluyor. Bu bedelleri ödemekten geri durmayanların sayesinde eşitliğe, adalete ve özgürlüğe dair umutlarımız hep diri kalıyor. Bu umutları boşa çıkarmamak için mücadelemiz devam edecek. Tarih bize diyor ki; haklı olanlar mutlaka kazanır. Bizler de haklıyız ve mutlaka kazanacağız. Karanlık yoğunlaştığında şafak yakındır. Ülkemizin özgür günlerinde buluşmak dileğiyle...'





