POLİTİKA

CHP kapatılmak mı isteniyor..! İddianameden ihbar çıktı.!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkında hazırladığı iddianamenin ardından, CHP hakkında Yargıtay'a bildirimde bulundu.

19 Mart'ta başlatılan soruşturma sonucunda 237 gün sonra tamamlanan İBB iddianamesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamuoyuna duyuruldu. 7 bölümden oluşan iddianamede, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu '1 numaralı şüpheli' olarak belirtildi ve hakkında 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

YARGITAY'A İHBAR

Başsavcılık, söz konusu iddianameyi gerekçe göstererek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan ihbar vasıfında bildirimde bulundu.

SAVCILIĞIN GEREKÇELERİ: MALİ SUÇLAR VE USULSÜZ FİNANSMAN

Savcılığın Yargıtay'a gönderdiği bildirim yazısında, gerekçeler sıralandı. Mali usulsüzlükler ilk gerekçe olarak öne sürüldü. Yazıda, 'suç gelirleriyle parti binası satın alındığı, delegelerin maddi menfaat vaadiyle etki altına alınmaya çalışıldığı ve bu durumun demokratik siyasi yaşamın meşruiyetini zedelediği' iddia edildi.

Bildirimde şu ifadelere yer verildi:

'Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suistimal edildiği, suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza (sistem) aktarıldığı, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişi beyanlarıyla rüşvet ağının itiraf edildiği, parti tüzel kişiliği için satın alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun parti üst yönetimince de bilindiği tanık anlatımlarıyla anlaşılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin, suçtan kaynaklanan gelirlerle partiye malvarlığı kazandırdığı, suç gelirleri ile seçim çalışmaları yürüttüğü ve bu fiillerin parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde gerçekleştiği tespit edilmiştir.'

İKİNCİ GEREKÇE: SEÇMEN VERİLERİNİN HUKUKA AYKIRI KULLANIMI

Savcılığın bildirimindeki ikinci temel gerekçe ise kişisel verilerin hukuka aykırı kullanılması oldu. Soruşturma dosyasındaki bir USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) raporuna atıf yapılan yazıda, 11 milyondan fazla vatandaşa ait seçmen kütük verilerinin CHP tüzel kişiliğinden hukuka aykırı şekilde yayıldığı öne sürüldü.

Savcılık bu konuda şu 'tespitte' bulundu:

'11.360.412 vatandaşın güncel yurt içi ve yurt dışı seçmen kütük verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden hukuka aykırı bir şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerinden seçmenlere ait başka kişisel verilerin işlendiği, bu veriler ile de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl örgütü tarafından seçim çalışmalarının yürütüldüğü, bu suretle demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez olan seçmen iradesinin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde yürütüldüğü anlaşılmıştır.'

Bildirim, CHP'nin 'seçimlerin güvenilirliğine ve seçmen iradesine sistematik olarak müdahalede bulunduğu' iddiasıyla, Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca gereğinin yapılması talebiyle son buldu.

Savcılık tarafından yapılan ilgili bildirim yazısının tamamı şu şekilde:

'Anayasa'nın 69. maddesi, siyasi partilerin mali faaliyetlerinin yargı denetimine tabi olduğunu belirtmiş; suç gelirleriyle finansman sağlanmasının demokratik düzene bağdaşmayacağını vurgulamıştır. Suçtan elde edilen gelirle parti binası satın alınması, delegelerin iradesine maddi menfaat sağlayarak veya sağlanacağı yönünde vaatte bulunarak oy tercihlerine müdahalede bulunulması demokratik siyasi yaşamın meşruiyetini zedeleyen en ağır fiillerden biridir.

Yukarıda açıklanan tespit ve deliller uyarınca;

Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suistimal edildiği, suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza (sistem) aktarıldığı, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişi beyanlarıyla rüşvet ağının itiraf edildiği, parti tüzel kişiliği için satın alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun parti üst yönetimince de bilindiği tanık anlatımlarıyla anlaşıldığı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, suçtan kaynaklanan gelirlerle partiye malvarlığı kazandırdığı, suç gelirleri ile seçim çalışmaları yürüttüğü ve bu fiillerin parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde gerçekleştiği tespit edilmiştir.

Soruşturma dosyamız kapsamında temin edilen USOM raporu uyarınca tespiti yapılan 11.360.412 vatandaşın güncel yurt içi ve yurt dışı seçmen kütük verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden hukuka aykırı bir şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerinden seçmenlere ait başka kişisel verilerin işlendiği, bu veriler ile de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl örgütü tarafından seçim çalışmalarının yürütüldüğü, bu suretle demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez olan seçmen iradesinin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde yürütüldüğü anlaşılmıştır.

Soruşturma dosyamız kapsamında yapılan tespitler ışığında, Cumhuriyet Halk Partisinin ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğine ve seçmenin iradesini etkilemeye, demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığımızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirimde bulunulmuştur.'

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI: KAPATILMASI YÖNÜNDE BİLDİRİMDE BULUNULMAMIŞTIR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 'Cumhuriyet Halk Partisi'nin kapatılması yönünde bildirimde bulunulmamıştır, iddianamede de açıkça belirtildiği gibi siyasi partiler kanunu gereği bildirimde bulunulmuştur' denildi.

Başsavcılık açıklamasında, 'Bildirim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan ihbar vasıfındadır' ifadelerine yer verildi.