Karşıyaka Belediye Meclisi Kasım ayı toplantısında Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, Bostanlı Bostanlı Pazar Yeri'nde gerçekleştirilecek 'Tekstil Günleri'ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ünsal;
'Biz Belediye ve Kent A.Ş. arasında bir sözleşme yaptık. Bu sözleşmeye göre yapılacak olan bir pazar değil. Fuar, sergi, tematik ve kültürel etkinlikler kapsamında. Pazar olmadığı için pazar yeri yönetmeliği ve meclis kararı gerekli değil. Birinci yanlış bilginin doğrusu bu. Kent A.Ş ile şirket arasındaki sözleşmeden de bahsedeyim. Bu sözleşmenin adı (Gelir Paylaşımlı) İşbirliği Protokolü. Burada da herhangi bir tahsis yok, kiralama yok. Bakın, Çarşamba günü Bostanlı Pazarı'nda kayıtlı 539 tekstil tezgahı var. Bu tezgahların tamamı gidip yerlerini alsınlar. Öncelik onların. Bizdeki listeyi şirkete ilettik ve bunun sözünü aldık. Bunu ben kendim protokole koydurdum. Bana alışmış olmanız lazım. Ağzımdan çıkanı kulağım duyar. Bir şey dediğim zaman da asla geriye dönmem' dedi.
Tekstil Günleri'ni düzenleyen şirket tarafından Bostanlı Pazar Yeri'nde yenilemeler de yapılacağını belirten Ünsal;
'Biz buradan bir gelir elde ediyoruz. Ayrıca Fen İşleri Müdürlüğümüz çatı ve elektrik için maliyet çalışması da yaptı. Çatının tekrar yapılması 40 milyon, elektrik tesisatı 10 milyon TL. Bunları şirketten istedik, yapacaklar. Sözleşmemizde bu da var. Gördüğünüz gibi protokoller ve sözleşmelerle her yaptığımız işte hukuki ve yasal olarak hiçbir problemimiz yok. Hem Belediye Hukuk Birimi, hem de şirketimiz hukukçuları bu konu üzerinde çok detaylı şekilde günlerce çalıştılar' diye konuştu.
Belediyenin finansal yapısı hakkında da bilgi veren Ünsal;
'Protokolü yaptığımız şirkette tezgahlar 350-600 bin TL arasında değişiyor. 800 bin TL'lik bir makbuz var ortalıkta, onu da sordum. Vurgun diyorlar, rant diyorlar, diyenler hesap yapmasını bilmiyorlar. Biz 850 tezgah için anlaşıyoruz karşı tarafla. Yanlış bir bilgi olarak hepsi 800 bin TL olsa, taş çatlasa 680 milyon eder. Nerede 1 milyar? Buradaki tek rant; Kent A.Ş. çalışanlarının maaşının ödenmesidir. Görevi devraldığımızda üç maaş vardı ödenmemiş. Bakın 2021 yılından beri, burada çalışanların maaş problemi var. Zamanında almıyorlar. Parça parça alıyorlar. Olmaz arkadaşlar. Çalışan insan, emeğinin karşılığını vaktinde ve tam alabilmeli. Kent A.Ş'nin eski yönetimi kriz olmuş, önce iş gücünden tasarruf etmiş, sonra vergi-SGK'yı ödememiş. Oysa ki önce çalışanın maaş, sonra vergisi ve sigortası ödenecek. Ben bu konuda çok huzursuzum. Maaşları ödemeden de huzurum olmayacak. Bir de üstelik, Yıldız Ünsal olarak benim yönetimimde olan bir kurumda bunu kendime hiç yakıştırmıyorum' ifadelerini kullandı.
Başkan Ünsal, sözlerinin devamında ise şunları kaydetti:
'Geçen Pazartesi ben Ankara'daydım. Belediyede aşağıya 100 kadar meyve ve sebzeci pazar esnafı geliyor. 12 kadarı Bostanlı'dan' diğerleri dışarıdan. Bağırıp çağırdılar iki ses bombası attılar. Dernek başkanı diye biri çıkmış ses bombası atabiliyor. Burada bir Pazarcılar Odası varken, dernek başkanının işi siyasete çekmesini anlamış değilim. Son birkaç günü de anlatmak istiyorum. Bu olayın ne olduğuna dair görüntü ortaya çıkınca oda, dernek, eski dernek başkanı, önceki dernek başkanı, o grup, bu grup, vs benimle iletişime geçmeye çalıştı. O parayı biz verelim, 10 milyon fazla verelim bize versin burayı dediler. Dernek başkanı, başkan yardımcımızı arayıp, biz bu parayı verelim, bizi başkanla görüştürün dedi. Ama bizim zaten yapılmış bir sözleşmemiz, atılmış bir imzamız var. Uzun bir çalışma yaptık, iyice altyapıyı oluşturduk, imzaları attık. Ne diyeyim onlara, zorbalık yapıyorlar, çekiliyoruz mu demeliyim? Gelelim Cumartesi'ye: Sağduyulu esnafımızı tenzih ederek söylüyorum. Provokatif bir grup oraya tezgah açmaya gelecek olanları tehdit ettiler. Oraya gelebilenleri dövdüler, arabalarına hasar verdiler. Sırtından sopa çıkaran, elinde bıçak olan kişiler vardı. Bu bir zorbalık. Burası bir devlet kurumu. Bu zorbalığa eyvallah mı diyelim. Belediye olarak buna boyun eğmeyeceğimizi herkes bilsin. Ben pazar esnafını, odanın, derneğin düşündüğünden daha çok düşünüyorum. Önümüzde bir oda seçimi var biliyorsunuz. Karşıyaka Belediyesi seçim propagandası yapılacak yer değil. Ben size garanti veriyorum, bu sözümden dönmeyeceğim. 539 tezgah sahibine, Cumartesi günü yer almak isteyen her pazarcıya ücreti karşılığında yer verilecek.
Gelelim bugüne: Bugün neden pazar yapılmayacaktı? Gediz bize can ve mal güvenliği tehdit eden konular hakkında bir yazı yazdı. Bunun gereğinin yapılması gerekir. Ama bizde bir noksanlık oldu. Daha önceden ilan etmemiz gerekirdi. Pazarcı arkadaşlarımız mallarını almış. Bir de Pazarcılar Odası, kendi antetli kağıtlarına yazmışlar. Sorun olursa sorumluluk bizde demişler. O böyle değil tabii ki sorumluluk bizde. Onun için bugün güvenlik için gıda dışında elektrikleri veremedik. Bu teknik bir konu. Misilleme olarak düşünmeyin, siyaset konusu yapmayın. Perşembe günü tadilata giriyoruz. Biterse çarşambaya kadar pazar açılacak, yoksa haftaya çarşamba pazar kapalı olacak. Dün söylemler oldu; savaşı kazandık, başkan geri adım attı diye. Ortada bir savaş yok ki kazananı olsun. Ben belediye başkanıyım. Niye savaşayım ki. Benim görevim en iyi hizmeti vermek. Rant demişsiniz, vurgun demişsiniz. Ben belediyenin 1 lirasına gözüm gibi bakıyorum. Bir tane indirimi. yok benim. Yemeğimi yerim paramı öderim. Bir konu, istediğiniz şekilde olmuyor diye bunun adı yolsuzluk olmaz. Bir konu sizin söylediğiniz gibi olmuyor diye bunun adı hırsızlık olmaz. Bir konu sırf sizin düşüncenize aykırı olduğu için bu yapılan vurgun olmaz.
Biz bu işi söylendiği gibi sessizce yapmadık. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne Parti İlçe Başkanımız sordu. Ben de Kent A.Ş'ye gelecek ücreti kendisine söyledim. Zaten bizim yönetimimizde her şey şeffaf yürüyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne bir sözüm daha var. Başından beri, maaşlar ödensin diye bir siyaset geliştirmiştiniz. Biz bu maaşları ödeyeceğiz. Keşke sizin desteğinizle bu maaşlar ödenmiş olsaydı. Yine aklı selim pazarcıları ayrı tutarak söylüyorum. Dünkü gibi, ses bombası atan zorbaların yanında yer alırsanız, buradaki maaş ile ilgili söylemlerinizin hükmü kalmıyor. Nasıl söyleyecekseniz maaşların ödenmesi için uğraştık diye. İnandırıcılığınızı kaybettiniz.'
